Anaç çöküntüsü

İlişkinizde gereğinden fazla anaç davrandığınızı hissettiğiniz oldu mu? Çocukluğumuzdan beri beynimize kazınmış olan “erkekler annelerine benzeyen kadınları seçerler” lafı yüzünden midir bu davranışımız yoksa sadece genlerimizde bulunan bir özellik midir?

Onu seversiniz, aşıksınızdır, candır, hayattır, mutluluktur o hayatınızda, ne der ne düşünür diye gözlerinin içine bakarsınız, bıkmadan ve usanmadan...

Onun için yaptığınız fedakarlıkların, kendinizden verdiğiniz tavizlerin lafı bile olmaz, çünkü aşıksınızdır, “ben değişirim” dersiniz, “ben yaparım” dersiniz, “sorun değil” dersiniz, “tabii ki” dersiniz, dersiniz de dersiniz...

Hasta olur bir gün, annesi olursunuz, çorbasını yapar, yatağa yatırır saçını okşarsınız, ertesi gün sınavı olur, onun için uykusuz kalırsınız, sırf daha iyi çalışabilsin, yediğiyle içtiğiyle uğraşmakla vakit kaybetmesin, geceyi yalnız geçirmesin diye, onun arkadaşı olursunuz...

Kendisi yapamayacağı için değil, ama yardım etmek için, çamaşırlarını toplarsınız, yıkarsınız, asarsınız. Bulaşıkları yıkar, yemeklerini yaparsınız.

Ve bir gün gelir ki, bu yaptıklarınızı sanki zorunlu olarak yapıyormuşsunuz gibi hissedersiniz, bir bakmışsınız artık aranızdaki muhabbetlerin çoğunu; “yemek ne zaman?”, “yemekte ne var?”, “faturalar ne oldu?”, “giyecek temiz iç çamaşırım kalmamış” oluşturur. Bir bakarsınız artık aranızdaki ilişki; anne-çocuk ilişkisi veya iki ev arkadaşının ilişkisi gibi olmuştur. Eskiden sizinle her başbaşa kaldığında sizin gözünüzün içine bakan, sizinle flörtleşen, size ilgi duyan adam, artık sürekli telefonuna bakıp, yüzünüze bile bakmayan, sebep olaraksa kendisinin çok stresli olduğunu, işinin başından aşkın olduğunu ileri süren birisi haline gelir. Size artık bir gül bile almaz olmuştur.

Kadın, bir sorun olduğunu anlamıştır ve sebebini de gayet biliyordur fakat yemek mi yapmasın? Evi kirli mi bıraksın? Sanki bir tek kendi sorumluluğuymuş gibi devam eder yaptığı işlere, fedakarlıklara. Görmesini bekler erkeğin, üzülerek, bekler, bekler bekler...

En seksi kıyafetlerini giyer, evde makyajlı gezer, diler ki bir kez baksın ona, gelsin yemek yaparken sarılsın arkasından, yanağına bir öpücük kondursun ve desin ki; “seni seviyorum”. İster ki, eskiden olduğu gibi onu seksi bulsun, onu değerli bulsun. Ama adam kafasını bile kaldırmaz telefonundan, eğer yanına gidip seks ima edersiniz, terslenirsiniz, der ki size; “baskı altında hissediyorum.” “bu evde seksten başka muhabbet yok mu”.

Yahu sen eskiden böyle miydin, madem bu denli ilgin alakan azaldı bana karşı, ayrıl benden, bitir bu ilişkiyi, madem bu kadar arzulamıyorsun beni, sana seksi hatırlatmam sana neredeyse çirkin ve uygunsuz geliyorsa, sana bu konuda baskı yaptığımı söylüyorsan, beni her gördüğünde heyecanlanmıyorsan, neden benimle birliktesin? Neden!

Kadının ilişkide yaptığı hatalar: 1) Kendini, hayatını, hedeflerini, hayallerini, geçmişini, her şeyini karşındakine anlatmak, kartlarını tümüyle açık oynamak

2. Onun her istediğine ona “evet” demek, sonucunda per perişan olmak
3. O her “görüşelim” dediğinde müsait olmak, hep her an yanında olmak
4. Onu hayatının ilk sırasına koymak, öyle ki arkadaşlarını, dostlarını, kendini ihmal eder hale gelmek

Erkeğe hoş gelir bu durum, ama bakar ki karşındaki artık enayiymiş gibi onun her işine koşar hale gelmiş, adam neden senin gönlünü hoş etmeye uğraşsın ki, senin bi gizemin, bir çekiciliğin kalmamış oluyor artık, o seni her istediğinde yanında olursan, her istediğini yaparsan, maalesef deyimi yerindeyse tam olarak “çantada keklik” oluyorsun. O bunu dile getirmese, belki hatta düşünmese bile, bu böyle.

Düzeltilme şansı var mıdır acaba? Bilmem, belki.

Şunu bilmelisin, yalnızca şunu, önemli olan sensin, sen! Kendin!

Hayatına bak, kendi işine bak sadece! Emin ol, o senin hayatındaki her detayı bilmeyince, atıyorum arkadaşınla mı buluştun, eve döndüğünde orada geçen her muhabbeti ona anlatmayınca, dışarı çıkarken iyi giyindikçe, çok bakımlı oldukça ve kendi hayatına baktığını görünce ve en önemlisi seni kaybetme ihtimalinin var olduğunu anlayınca, farkına varacaktır senin, senin fedakarlıklarının ve senin güzelliğinin...